bir karanlık odada yazılan bir hayal kahramanının hayaliydi dulcinea hatta onunda hayalleri vardı!
miguel amca acaba don kişot gibi bir karakterin hayallerine dalarken kendi yalnızlığının telefisimiydi dulcinea? Belki de tek problem vardı nil burak dinlememiş olmalarıydı..
Nil Burak – Yalnızım Ben
Yalnızım ben çok yalnızım
Buymuş benim alın yazım
ister uzak ister yakın
Anılar beni rahat bırakın
Artık dönsen de dönmesen de
Ne çıkar beni sevmesen de
Bir kadehim var bak elimde
Hasretini içiyorum
inan sevgiye küskün değilim
Yalnız hayatta tek isteğim
Gönülden bana uzanacak
Dost elinin delisiyim
Artık dönsen de dönmesen de
Ne çıkar beni sevmesen de
Bir kadehim var bak elimde
Hasretini içiyorum
Yalnızım ben çok yalnızım
Buymuş benim alın yazım
ister uzak ister yakın
Anılar beni rahat bırakın
diyen nil burak acaba okumuş muydu 1600 lü yıllarda yazılan bu romanı ?
Miguel in sessiz yalnız bir oda da ki hayalleriydi onu yalnızlık duygusundan uzaklaştıran fakat o uzaklaştıkça yakınlaşmış olduğunu görebiliyorum don kişot’un hayalperestliğin de..
Yalnızlık öylesine hassas öylesine tehlikeli bir duygudur ki insan yakalandığında, bir milyon insan içinde bile yalnız kalabilir hale gelir. Onlarca insan çevresinden akıp geçer bir “merhaba” kadar dır yalnızlık duygusundan uzaklaşmak ancak öyle esir alır ki kalbini insanın o “merhaba’dan” bile uzak bir duruma gelir ki; işte o an kos koca bir paradoks içine girdiğin andır döner döner aynı noktaya gelir ve sonsuza dek öyle devam edecektir. Bir dulcinea “DUR!!!” diyene kadar. Ki asla çıkmazda o hayallerde yaşayan dulcinea’lar. Bir hayalin hayalidir belkide yalnızlığın kapısı.. kim bilir belkide bir klavyede kahve tadında sıkıcı bir sayfaya yazmaktır..
Kim bilir?

Son yorumlar