BİR İNSAN

Doyumsuzluk

Şu güne kadar hep gördüm ki insanlar birini bir başkası için terk ederler biri ötekinden daha iyi düşüncesiyle ya aldatır yada terk ederler..

ilk soru?? Kim kimden neye göre daha iyidir.

– Aslında bu konuyu Barış Manço abimizin sözleri ile anlatayım

Diyeceğim o ki kişi yetinmeli
Yaşam dediğin kısacık bir çizgi
Namus şeref onur hepsi güzel ama
En önemlisi helal alın teri

Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür dersen
Kaz gelen yerden tavuğu esirgemezsen
Bu kafayla bir baltaya sap olamazsın ama
Gün gelir sapın ucuna olursun kazma

Midyat’a bulgura giderken elindeki pirinçten de olmak atasözünde ki gibi daha iyi diye derk ettiğin kişi için elindekileri de kaybeder çoğu zaman insan o kadar çok vardır ki atasözü bu konuda anlayamıyorum insanlar neden hiç ders çıkartmaz kendine yani ben bilmiyormuyum daha güzel bir kız için kız arkdaşımı terk etmeyi yada aldatmayı şaşırıyorum insanların cahilliklerine

İkinci En önemli soru?? Hep biraz daha güzeli daha iyisi peşinde harcadığınız ömrü nasıl ödeyebilirsiniz ki.

– O daha iyi bu daha iyi diye onun bunun peşinde harcanılan ruhları canını acıttığınız insanları hadi diyelim ki bir köşeye koyduk ya peki harcadığınız onca zaman çünkü zaman geçtikçe karşınıza çıkan fırsatlar da daha bir zayıf çıkmaya başlar sonuçta kimse ölümsüz değil ki

Bu konuyu da yıllar önce duyduğum ve bana çok büyük ders veren bir hikaye ile anlatayım umarım bana ders olduğu gibi başkalarına da bir şeyler katabilir.

 

 

Bir varmış bir yokmuş?Bir zamanlar büyük Çin?de dünyalar güzeli bir kız yaşarmış!

Kız öyle güzelmiş ki, bir gören bir daha unutmazmış. Çok uzak diyarlardan zengin mi zengin, yakışıklı mı yakışıklı genç prensler, asil delikanlılar onu görmeye gelirmiş. Fakat her güzelin bir kusuru olur ya, bu güzeller güzeli kızın kusuru da kimseyi beğenmemesiymiş. Kendisiyle evlenmek isteyen nice prense, şövalyeye ??ıh? demiş. Aynı kasabada oturan bir genç de, bu kendi güzel, burnu büyük kıza aşık olmasın mı! Niyeti ciddi. Anacığını gönderip istetmiş. Ama kız yine aynı cevabı vermiş:

-Benim kadar güzel biri, senin cılız, çilli oğlunu ne yapsın teyze.

Aradan yıllar geçmiş, kalbi kırılan delikanlı kasabadan ayrılmış. Kendine yeni bir hayat kurmuş; evlenmiş, çoluk çocuğa karışmış.

Bir gün yolu vaktiyle güzel kızla birlikte yaşadığı kasabaya düşmüş. Rastladığı ilk ak sakallı yaşlıya sormuş:

-Söyle bana dedeciğim. Burada güzelliğiyle mehtabı bile kıskandıran bir kız yaşardı. Acaba şimdi nerededir, hali nicedir?

İhtiyar, karşıdakinin güzel kızın reddettiği yüreği yaralı sevdalılardan biri olduğunu hemen anlamış.?Haa, o mu? Kocasıyla şurada oturuyor? deyip, gül bahçesi içindeki beyaz boyalı evi göstermiş. Bizimkinin kalbi kıskançlıkla burulmuş. ? O dünya güzelini evlenmeye razı eden kimbilir ne kadar yakışıklı, ne kadar zengindir? diye dertlenmiş. Hatta, gizlenip, kızın kocasını evden çıkarken izlemiş. Ağzından istemeden bir çığlık yükselmiş:

Amanın o ne!

Adam şişman, kel, çirkin mi çirkin birymiş. Zenginlik şöyle dursun, meteliksizin tekiymiş.

Merakı iyice artan eski aşık, kalbi çarparak kızın kapısını çalmış. Kadına ?Ben senin evlenmek istemediğin falan adamım? diye kendini tanıtmış. ?Sen beni beğenmedin, nice prensleri reddettin. Niye böyle biriyle evlendin? diye sormuş.

Kadın boynunu bükmüş:

-Sırrımı sana açıklarım ama bir şartla.

– Söyle nedir şartın?

-Bahçedeki en güzel gülü koparıp bana getir. Ama sakın arkada bıraktığın gülü alma.

Adam hemen yüzlerce gülün misler gibi koktuğu bahçeye dalmış. Önce çok güzel sarı br gül görmüş. Tam elini ona uzatırken gözüne ilerdeki kocaman pembe gül ilşmiş. Onu koparmak isterken sağda daha muhteşem güzellikteki kırmızı bir gül görmesin mi? Gülden güle koşarken bir de bakmış ki bahçenin sonuna gelmiş. Arkasına dönmesi yasak ya mecburen son gülü koparmış.

Kıza bahçenin en güzel gülünü götürmek isterken, şimdi elinde yaprakları solmuş, cılız bir gül varmış.

Kız ?bak, gördün mü?? demiş.

-Her zaman daha iyisini bulmak isterken ömür geçer ve sen en kötüsüne razı olmak zorunda kalırsın. Benimki de o hesab işte demiş!!!

EKREM İZMİR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir